31 Mayıs 2012 Perşembe

...yine de yalan söyleriz birbirimize veda ederken. Asıl şimdi başlıyor her şey, deriz. Oysa çoğu şey tam o noktada bitmiştir. Bizim için ayrılık yok, deriz ama birbirinden ayrılmayan kuşlardır, onlardır farklı mevsimlerde aynı yere gidenler. Benim için özelsin ve sana dair hiçbir şeyi unutmayacağım, deriz ama ilkokulda beş sene boyunca yanımızda oturan kişinin soyadını bile çok zor hatırlarız yıllar geçince. Her defasında kaybetme endişesiyle daha sıkı sarıldığımız bedenler, gün gelir çekip gider ömrümüzdeki rolü bitmişse eğer.
İşte bu sebeple, hayatım her gün yeni bir ‘ayrılık’ arifesinde, sevemedim vedaları bir kere bile.//A.ÖZKAN-İskele Dergisi-ucun bittiği yer.

Etrafınızda kalbinin ve idrakinin kulağını tıkayanlar çoğaldıysa ya susun ya da susun; hiç olmadı bir de susmayı deneyin...

28 Mayıs 2012 Pazartesi



...Ve kapı zilleri çocukların yetişemeyeceği kadar yüksekte.

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Susmuş bir yanardağ. Küllenmiş bir ateş. Akmayan ırmak. Kokuşmuş su.
Söylesene, nerde kayboldun sen? Gülden hangi köşe başında vazgeçtin?
Görünmek istediğin ile göründüğün arasındaki uçurumu fark ettiğinden mi oldu bu?
O zaman mı "Siz gidin, ben gelmiyorum." dedin ilk kez? Ve bu cümlenin içinden bir daha çıkamadın.
Ya da, ne zaman, ters gramerde olsa da aynı kapıya çıkan bir cümle daha kurdun? "Siz kalın, ben gidiyorum." diyip de tası tarağı topladın, ayrıldın eğlenceli kalabalıktan?
Söylesene, nerde kayboldun sen? Gülden hangi köşe başında vazgeçtin?//Nazan Bekiroğlu

24 Mayıs 2012 Perşembe


Söylenen nedenlerde söylenmeyen sonuçlar ararsan;aradığın yerde kaybolursun!.Zahir(H.)

11 Mayıs 2012 Cuma


Neden Yazar İnsanoğlu?
Nedir bizi kalem tutmaya iten,hoşumuza gittiğinden midir beyaz kağıtla göz göze gelmek ya da harflerin kombinasyonunu görmek için mi tüm bu uğraş..Belki beriki belki öteki,bilinmezliğin dehlizi.Bilinen o ki,herkesin vardır içinde taşıdığı soyut yükleri.Yorulurlar kimi zaman;ama farklıdır hepsinin kervansarayları.Kimisi  vurur kendini yollara,kimisi de alır kuş tüyüğünü eline.O an başlar kum tanecikleri eksilmeye zamandan,kumlar dökülür o yazar,o yazar kumlar dökülür.Kumlar eksilmeden almalı kalemi ele.
Zahir(H.)



Tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanı derler ya,tilki döndü;lakin dükkan çoktan kapandı..işte o misal.//Zahir(H.)







Hastane önünde incir ağacı..


Hastane Önünde İncir Ağacı
Komşu kızı ile beşik kertmesi olan bir genç askerde vereme yakalanır. Hava değişimi olarak Yozgat'a (Akdağmadeni) gelir. Sözlüsünün ailesi gence kızlarını göstermek istemez. Genç tedavi için İstanbul'da hastaneye yatar, pencereden gördüğü incir ağacından aldığı ilhamla aşağıdaki türküyü söyler.Yakalandığı amansız hastalıktan kurtarılamayarak hastanede ölür. Ailesi cenazesini Yozgat'a getiremez.İstanbul'da kalır.


Hastane önünde incir ağacı
Doktor bulamadı bana ilacı
Baş tabib geliyo zehirden acı

 Garip kaldım yüreğime dert oldu
 Ellerin vatanı bana yurt oldu
 Mezarımı kazın bayıra düze

Benden selam söyleyin sevdiğim gıza
Başına koysun, karalar bağlasın
Gurbet elde kaldım diye ağlasın 

8 Mayıs 2012 Salı


valizimi hazırlamama yardım et
kelimeleri sol tarafa koy
söylenmemiş olanları,yürünmemiş yolların yanına..//A.URAL